Tarih
boyunca çeşitli kavimlere peygamberler gönderilmiştir.
Allah'ın elçileri, gönderildikleri kavimleri doğru
yola davet etmişler ve onlara hak dini tebliğ etmişlerdir.
Bugün ise insanlar, geçmişte elçilerle beraber
birbirinden farklı birçok dinin gönderildiğini düşünmektedirler.
Oysa bu son derece yanlış bir düşüncedir. Çünkü
Allah'ın farklı dönemlerde farklı kavimlere gönderdiği
din aslında tektir. Örneğin Hz. İsa kendinden önceki
dinin bazı yasaklarını kaldırmıştır. Ama temelde
Allah'ın gönderdiği dinler arasında çok büyük
farklılıklar yoktur. Geçmiş peygamberlere gönderilen
de, Hz. Musa'ya, Hz. İsa'ya vahyedilen de ve hatta son
peygamber olan Hz. Muhammed'e indirilen de aynı dindir:
De ki: "Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail,
İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya
ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik.
Onlardan hiçbiri arasında ayrılık gözetmeyiz. Ve biz
O'na teslim olmuşlarız." Kim İslam'dan başka bir
din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba
uğrayanlardandır. (Al-i İmran Suresi, 84-85)
Ayette bildirildiği gibi Allah'ın insanlara gönderdiği
hak din İslam'dır. Kuran'dan anladığımız, tüm
peygamberlerin ortak bir dini kavimlerine tebliğ
ettikleridir. Kuran'da bu gerçeğe aşağıdaki ayetle
de dikkat çekilmiştir:
O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa
düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve
sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya
vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat
kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere
ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten
kendisine yöneleni hidayete erdirir. (Şura Suresi, 13)
Bir başka ayette ise "... size din olarak İslam'ı
seçip-beğendim..." (Maide Suresi, 3) denmektedir.
Allah kendi katında seçip beğendiği bu dini zaman içinde
tüm kavimlere göndermiş ve elçileri aracılığıyla
tüm insanları uyarmıştır. Hak dinin tebliğ edildiği
her insan, Allah'ın elçileri aracılığıyla davet
ettiği bu dine uymakla yükümlü tutulmuştur.
Ancak kendilerine hak dini tebliğ eden elçiler geldiğinde
bazı kavimler onlara uymuş, bazıları ise inkar etmişlerdir.
Bir kısmı da peygamberin ölümünden bir süre sonra
dejenerasyon yaşamış ve hak dini terk ederek bir takım
sapkın inançlara yönelmişlerdir. Bu gerçek Kuran'da
şöyle haber verilmiştir:
Hiç şüphesiz din, Allah katında İslam'dır. Kitap
verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra,
aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma"
(bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın
ayetlerini inkar ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah,
hesabı pek çabuk görendir. (Al-i İmran Suresi, 19)
Kendilerine gelen dinden kopup uzaklaştığı bildirilen
kavimlerden biri İsrailoğulları'dır. Kuran'da haber
verildiğine göre Allah, İsrailoğulları'na birçok
peygamber göndermiş ve onlara hak dini tebliğ ettirmiştir.
Ancak onlar her seferinde peygambere baş kaldırmış
veya peygamberin ölümünün ardından hak dini bozup,
sapkın bir inanca dönüştürmüşlerdir. Hatta
Kuran'da Hz. Musa henüz hayattayken, aralarından kısa
bir süreliğine ayrıldığında dahi, İsrailoğulları'nın
putlara tapmaya yöneldikleri haber verilmiştir. (Taha
Suresi, 83-94) Hz. Musa'nın arkasından da hak dinden
uzaklaşıp sapkın bir yola giren İsrailoğulları'nı
uyarıp korkutması için Allah, çeşitli peygamberler göndermiştir.
Bunlardan birisi de Hz. İsa'dır.
Hz. İsa, yaşamı boyunca İsrailoğulları'nı, Allah'ın
indirdiği dinin aslını yaşamaya ve samimi birer kul
olmaya çağırmıştır.
Onlara, tahrif edilmiş olan Tevrat'ın gerçek hükümlerini
doğrulayan İncil'i öğretmiştir. Hak dini dejenere
etmiş hahamların, kalıplaşmış ve tekdüzeleşmiş
öğretilerini eleştirerek, onların çıkar elde etmek
için dine dahil ettikleri kuralları ortadan kaldırmıştır.
Tüm insanları Allah'ın birliğine, gerçek samimiyete
ve güzel ahlakı yaşamaya çağırmıştır. Bu gerçeği
Allah bize Kuran'da şöyle bildirmektedir:
(Hz. İsa:)"Benden önceki Tevrat'ı doğrulamak ve
size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere
size Rabbinizden bir ayetle geldim. Artık Allah'tan
korkup bana itaat edin." (Al-i İmran Suresi, 50)
Ancak Hz. İsa'nın dünyadan ayrılmasından bir müddet
sonra, bu kez onu kabul eden İseviler dinlerini dejenere
etmeye başlamış ve putperest bir takım inançlardan
etkilenerek İncil'de yer almadığı halde,
"teslis" (Baba, oğul ve kutsal ruh) inancını
ortaya atmış, "Hıristiyanlık" adı altında,
bambaşka bir din yaşamaya başlamışlardır. Bugün dünya
nüfusunun dörtte birine hakim olan ve bir anlamda dünyaya
yön veren bu dinin öğreticisi her ne kadar Hz. İsa
olarak bilinse de, bu doğru değildir. Hz. İsa'nın
getirdiği hak din, tahrif edilmiştir. Bugün elimize
ulaşabilen İnciller ise, Hz. İsa'dan çok uzun seneler
sonra kimliği belirsiz kişiler tarafından yazılmış
ve sonraki dönemlerde yaşamış olan tarihçiler tarafından
toparlanmıştır. Dolayısıyla Hıristiyanlık, Allah'ın
Hz. İsa'ya indirdiği hak dinden tamamen uzaklaşmıştır.
Allah, Hz. İsa'nın ardından hak dini yeniden tüm dünyaya
tebliğ etmesi için, başka bir kavim içinden bir
peygamber göndermiş ve ona kıyamete kadar hiçbir şekilde
bozulmayacağını vaat ettiği hak kitabı indirmiştir.
Allah'ın insanlar için seçip beğendiği dini yeryüzüne
tebliğ etmek için gönderdiği bu son peygamber Hz.
Muhammed, ona vahyettiği kitap ise Kuran'dır.
Kuran tüm insanlığa gönderilmiş, doğudan batıya,
kuzeyden güneye tüm ülkelerdeki insanların sorumlu
olduğu ve hesap günü sorguya çekilecekleri kitaptır.
Özellikle günümüzde gelişen teknoloji ile tüm dünya
ülkeleri birleşmiş ve bir anlamda tek kavim halini almışlardır.
Bu yüzden bugün dünya üzerinde Kuran'ın varlığından
haberdar olmayan, onunla bildirilen İslam'ı tanımayan
insan yok gibidir. Ancak tüm bunlara rağmen dünya
insanlarının yalnızca belli bir kısmı Kuran'a iman
etmektedir. Ona iman edenlerin büyük bir kısmı da
Kuran'da bildirilen hak dini gereği gibi yaşamamaktadır.
İşte bu çarpık durumun düzeltilmesi için, Hz. İsa'nın
dünyaya bir kez daha gelmesi ve insanları hak kitap
olan Kuran'a çağırması beklenmektedir. Bu, Allah'ın
Kuran'da müslümanlara vaat ettiği bir müjdedir. Hz.
İsa, ilerleyen bölümlerde de görüleceği gibi, Allah
katına ölmeden yükseltilmiştir. Ve bir zaman sonra
tekrar gelerek İslam dinini yeryüzüne hakim edeceği
bildirilmiştir. Tüm Hıristiyan ve Müslüman alemi, yüzyıllardır
bu kutlu misafiri karşılamak ve tarihte ona karşı işlenen
hataları bir kez daha tekrarlamamak için hazırlık
yapmaktadır.
|