PAPA'LIĞA GÖRE HRİSTİYANLIKTA DEĞİŞEN BİRŞEY YOK


1992’nin son aylarında Zaman ve Türkiye gazetelerinde manşetlere taşan asparagas bir haber vardı; habere göre Papalığın yayınlamış olduğu “Katolik Kilisesi İlmihali” İslam’ın adeta onaylıyordu.

Bunun üzerine araştırmaya koyulduk; Papa’nın temsilcisi olan Vatikan Büyükelçiliği ile de yazıştık. Bütün bunları Haftalık Haber Dergisi Mesaj o zamanlar yayınlamıştı. Şimdi burada, Mesaj Dergisinde yayınlanan bugünlerdeki tartışmalara katkıda bulunabilecek yazımızı sunuyoruz:

"Hatırlayacaksınız Mesaj’ın 30 Kasım-6 Aralık 1992 tarihli 55. sayısının kapak konusu, “Hıristiyanlık” ve “Katolik Kilisesi İlmihali” idi.

Hıristiyanlık konusunda yeterli kaynağa sahip olduğumuzdan bir sorun çıkmamıştı. Ancak sıra Katolik Kilisesi’nin başı Vatikan’ın Papalığın yayınladığı “Catechisme De L’Eglise Catholiğe: Katolik Kilisesi İlmihali” ne gelince aynı imkanlara sahip olamadık. Çünkü “İlmihal”in yayım tarihi çok yeni idi. Bütün girişimlerimize rağmen yeni “İlmihal”e ulaşamadık.

Görüşlerine başvurduğumuz dinler tarihi uzmanları Prof. Dr. Günay Tümer, Prof. Dr. Ekrem Sarıkçıoğlu, Prof. Dr. Abdurrahmen Küçük ve diğerleri “İlmihal”i görmediklerinden “kesin bir yargı” da bulunmanın yanlış olacağını söylüyorlardı. Bu nedenle Vatikan’ın Ankara Büyükelçiliğinden “görüş” istedik. 55. sayımızın basıma girişinden günler sonra cevaplarını bize ulaştırdılar.

Bununla birlikte ortada bir “Hıristiyanlık Tarihi” vardı; yaklaşık yirmi yüzyıldır Hıristiyanlarca ortaya konan bir “yöntem” vardı. Bunlardan hareketle biz Vatikan’ın görüşünü kestirebiliyorduk. Bizim teşhisimiz, “Hıristiyanlık Öğretisinin içeriğinde bir değişiklik yok, yalnızca terminoloji yenileniyor” şeklinde idi. Vatikan Büyükelçiliğinin cevabı da bunu ifade ediyor.

Bizim gazetelerin büyük bir sansasyonla duyurdukları haberlerin gerçeklerle çok sınırlı ilişkisi var. Şu kadarını söylemeliyim ki Vatikan böyle bir propagandayı doğrudan asla yapamazdı. Bunları da eleştirmek için değil benzeri hassas konularda daha duyarlı davranılması için yazıyorum.

VATİKAN'IN CEVABI

Vatikan Büyükelçiliğinden Sergio Sebastian sorularımızın en iyi cevabını, Prof Dr. Thomas Michel’in Hıristiyan Tanrıbilimine Giriş isimli eserinde bulabileceğimizi belirtiyor ve ekte kitabı da gönderiyor. T. Michel kitabında kendini de tanıtıyor:

“Amerikalı bir katolik rahibim. Rahip olabilmek için, dört yıl süre ile katolik felsefesi, iki yıl süreile de katolik teolojisi ( Tanrı-bilimi) okudum. Amerika’da iki sene bir kilise cemaatinde rahiplik görevi ifa ettikten sonra Endonezya’ya gederek bir öğretmen okulunda İngilizce öğretmenliğini üstlendim. 1971’de Lübnan’a giderek Arapça öğrenmeye başladım. Bir yıl sonra Chicago Üniversitesinde, İslam hakkında yazıları beni çok etkileyen Prof Fazlu’r-Rahman’ın öğrencisi oldum. Bir süre Chicago’da kaldıktan sonra Arapça ve İslam hakkındaki bilgilerimi derinleştirmek için Kahire’ye gittim ve orada Amerikan Üniversitesi’nde Dar al-Ulum’da ve el-Ezher’de verilen dersleri izledim. Chicago Üniversitesinde döndüğümde, doktora tezimi hazırlamaya başladım.

Çalışmamın konusu İbn Teymiye’nin Hıristiyan dini hakkında “el-Cevab es-Salih li-men Battal Din el-Mesih” adlı çok kapsamlı eleştirisi idi. New York’ta Columbia Üniversitesinde Arapça ve İslam felsefesi dersleri verdim. Daha sonra tekrar Endonezya’ya dönerek Java’nın merkezinde, Togyakarta kentinde Hıristiyan okullarında Hıristiyan Tanrı-bilimi, İslam felsefesi ve İslam dini temel bilgileri hakkında ders verdim, 1981’den bu yana Vatikan’da Hıristiyanlık dışındaki Dinlerle İlişkiler Sekreteryası’nda, Dinler Arası Diyalog Servisinde çalışmaktayım. Görevim, İslam dünyasında çeşitli bölgelerinde tartışma ve konferanslar düzenlemektir. Roma’da papalığa bağlı Gregoriana Üniversitesi Misyoloji Fakültesinde İslami düşünce ve karşılaştırmalı dinler hakkında dersler vermekteyim.” (s. 7-9).


THOMAS MİCHEL'İN HRİSTİYAN TANRIBİLİMİNE GİRİŞ ÇALIŞMASI

Thomas Michel’in Hıristiyan Tanrıbilime Giriş (İstanbul-1992) çalışmasına gelelim. Bizim profesör ünvanlı rahip misyonerimiz, Ankara Üniversitesi’nce Türkiye’ye davet edilmiş. Niçin mi? Dinler Tarihi dersinin programı çerçevesinde Hıristiyan Teolojisi ve Dinine girişle ilgili dersler vermek için. Nerede mi? Ankara, İzmir ve Konya İlahiyat fakültelerinde, 1987-1989 yıllarında. Adı geçen kitabı da öğrencilerine verdiği derslerden derlenmiş.

Şimdi de gelelim bizim gazetelerce sansasyonel olarak verilen haberlerin aslına. Yeni İlmihal’e dayandırılan değişiklikler esasında, II. Vatikan Konsilin de alınan kararların bir yansımasıdır. II. Vatikan Konsili hakkında T. Michel’in verdiği bilgiler şöyle: "Kilisenin en son Konsili 1962-1965 yılları arasında. Papa 23. Jean tarafından, Katolik Kilisesini günümüzün gereksinimlerine uygun şekilde yenilemek üzere toplantıya çağırdı. Vatikan Konsili, Hıristiyan inancının her bir yönünü ve uygulamasını yenilemeyi amaçlayan 16 belge kaleme aldı. “Nostra Aetate” (Günümüzde...) adını taşıyan belge diğer dinlerin müminlerini de ele almaktadır. Bu dokümanın İslam’la ilgili bölümünde, bir Kilise Konsili ilk kez resmen Müslümanlardan söz etmektedir. Belge kısaca aşağıdaki öğretileri içerir: Hıristiyanlar Müslümanlara saygı göstermeli ve değer vermelidir/Müslümanlarla Hıristiyanlar, insanlığa mesajını ileten aynı Yaratıcı, Kadiri Mutlak ve Rahman Allah’a tapar/ Müslümanlarla Hıristiyanlar birlikte onun iradesine baş eğmeğe gayret ederler/ Her iki toplumun dini İbrahim’in imanından neşet eder (doğar) /Müslümanlarla Hıristiyanlar Tanrı’nın son gün yargısını ve ölülerin dirilmesini beklerler/Müslümanlar doğruluktan ayrılmayan bir yaşama önem verir ve Tanrı’ya dua ile, sadaka ile, oruç ile ibadet ederler.

Konsilin yayınladığı belgenin İslam’la ilgili bölümünün sonunda şu sözler yer alır: “Yüzyıllar boyunca, Hıristiyanlarla Müslümanlar arasında bir çok çelişmeler ve ihtilaflar oluşmuştur. Bu Konsil herkesi geçmişi unutmaya ve karşılıkla anlayış yolunda açık yürekli gayretleri sarf etmeye davet eder. Hıristiyanlarla Müslümanlar, tüm insanlık uğruna, barışı, özgürlüğü, sosyal adaleti ve ahlaki değerleri birlikte korumalı ve ileri götürmelidir” (s.110-112)

Yalnızca bunları okuyan kimse, Hıristiyanlık hakkında derinlikli bilgi sahibi değilse gerçekten yanılacaktır. Hıristiyanlıkta tevhid esintileri, hatta bunun ötesinde “Tek Tanrı İnancı” olduğunu zannedecektir. Keşke gerçekler böyle olsaydı. II. Vatikan Konsili bütün bu kararları alırken öğretinin/doktrin içeriğinde bir değişikliğe gitmemiştir yalnızca terminoloji değişikliğine gitmiştir. Nitekim Thomas Michel’i kitabında “Incarnation: Tenleşme, İsa’nın Oğul Tanrı Oluşu” ve “Teslis: Üçlü Birlik” inancını da işliyor (s: 56-58, 64-73), sonuçta bu inançlarda herhangi bir değişiklik sözkonusu edilmiyor. Esasında bu iki temel inançta bir değişiklik olursa Hıristiyanlık bütünüyle bambaşka bir dine dönüşmüş olur; çünkü bugünkü Hıristiyanlık Aziz Pavlus’un görüşleri doğrultusunda bu iki inanç üzerine kurulmuştur.

Ancak misyonerlik önündeki İslam engelini aşmak için terminoloji değişikliğini de çaresiz öngörüyorlar. Bu değişikliğin arkasında “Hıristiyan Misyonerlik Anlayışı” yatmaktadır. İslam’da tebliğ ve da’vette Müslüman’ın dini anlatırken bir değişiklik yapması mümkün değildir. Dini olduğu gibi anlatmak zorunludur. Ama Hıristiyan Misyonerlik Anlayışına göre insanları Hıristiyanlaştırma uğruna her türlü yalanın söylenmesi ve iki yüzlü davranılması mümkündür; bunun da ötesinde bu kutsal bir davranıştır. Bunu kendi görüşümüz olarak öne sürmüyoruz. Bakın Hıristiyanlığın Kutsal Metinlerde yer alan Pavlus’un şu sözlerine:

“Peki ödülüm nedir? Müjde’yi, İncil’i yayarken bunu karşılıksız olarak bildirmek böylece Müjde’yi yaymaktan doğan hakkımı kullanmamaktır/ Ben özgürüm, kimsenin kölesi değil. Ama daha çok kişi kazanayım diye herkesin kölesi oldum/ Yahudileri kazanmak için Yahudilere Yahudi gibi davrandım. Kendim Kutsal Yasa (Tevrat)’nın denetimi altında olmadığım halde, Yasa altında olanları (Yahudileri) kazanmak için onlara yasa altındaymış gibi davrandım/... Yasaya sahip olmayanları (Yahudi olmayanları) kazanmak için Yasa’ya sahip değilmişim gibi davrandım/ Güçsüzleri kazanmak için güçsüzlerle güçsüz oldum. Ne yapıp yapıp bazılarını kurtarmak için herkesle her şey oldum/ Bunların hepsini İncil’de payım olsun diye Müjde’nin uğruna yapıyorum” (Pavlus’un Korintlileri Birinci Mektubu, Bölüm: 9/18-23, Kitab-ı Mukaddes, S: 361, Kitab-ı Mukaddes Şirketi yayını).

Özetle Pavlus, “herkese iki yüzlü davrandım, içim Hıristiyan olduğu halde dışımdan Yahudi’yle Yahudi, Putperestle putperest odum” diyor. Şimdi de İslam’la aralarında bir fark olmadığını söylemeye çalışıyorlar. Niçin? Hıristiyan misyonerliğin önündeki engelleri kaldırmak için.Ya buna alet olan diyalogculara ne demeli? Bence Yahudiler Hıristiyanlardan daha dürüstler. Çünkü kendilerine benzetmiş olsalar da dinleri konusunda Hıristiyanlar gibi iki yüzlü değiller."


Anasayfa İleri